HALK SAĞLIĞI HAFTASI İLE İLGİLİ TABİP ODASI BAŞKANININ AÇIKLAMASI

Gaziantep-Kilis Tabip Odası, her yıl 3-9 Eylül tarihleri arasında kutlanan Halk Sağlığı Haftası dolayısıyla açıklama yaptı.
Halk Sağlığı Haftası dolayısıyla açıklama yapan Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Mehmet Yılmaz, “Bebek, çocuk ve Anne ölümlerinde önlenebilir ölümleri henüz önleyememekte olan bir sağlık yönetimi ile karşı karşıyayız. Gaziantep’te bebek ölüm hızı 2017’de bin canlı doğumda 13,1 iken, 2019’da 17, 2022’de 16’dır. Gaziantep son verilere göre Şanlıurfa’dan sonra bebek ölümlerinin en yüksek olduğu il. Bu veriler ışığında halkımızın sağlığı politik üstyapının uyguladığı politikaların sonucu olarak kötü durumdadır. Daha iyiye gitmesi bu verili koşullarla olası görünmüyor” dedi.

Yılmaz, “Sağlık ve sosyal yardım konusunda izlediğimiz amaç şu: Ulusumuzun sağlığının korunması ve kuvvetlendirilmesi, ölüm oranının azaltılması, sosyal hastalıkların ve bulaşıcı hastalıkların etkisiz bir duruma sokulması, böylece ulus fertlerinin dinç ve çalışmaya yetenekli kusursuz vücut yapılarına sahip olarak yetiştirilmesi” vurgusu yaptı.

“Sağlık, sadece hastalık ve sakatlık halinin olmayışı değil, bedensel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik hali” diyen Yılmaz, “Sağlıklılığın önkoşulları; barış içinde yaşam, insana yaraşır ev, eğitim, yeterli ve dengeli beslenme, için güvenli gıdalara erişimin, yeterli ve sürekli gelir, insanın sağlığını koruma ve sürdürmesine uygun çevre, gelecekte yaşayacaklar için sürdürülebilir kaynaklar, hukukun egemenliğinin ifadesi olarak sosyal adalet” açıklamasını yaptı.

Türkiye’nin küresel barış indeksi sıralamasında Avrupa’da 36. ve dünyada 147. Sırada yer aldığını kaydeden Yılmaz, “ Barınma, Şubat 2023 depremlerinin 7. ayında; yıkımın yaydığı asbest, PM içeren toz kirliliği, klimatize olmayan, su altında kalan geçici yerleşim alanlarında sıcak dalgaları, sağanak yağmur altında insana yaraşır evde yaşamı sağlama hakkını karşılamaktan çok uzak” diye konuştu.

Yılmaz, “2020-21’de 6-17 yaş dönemini kapsayan zorunlu eğitim çağında okullulaşma oranları yüzde 100’e ulaşabilmiş değil. Kaygı verici şekilde çocuklar 13 yaştan sonra artan bir şekilde eğitim dışına çıkıyor. 14 yaşındaki çocukların yüzde 3,6’sı; 17 yaşındaki çocukların ise yüzde 15,5’i okula kayıtlı değil. Okullulaşma, 2020-21’de ortaöğretim hariç tüm kademelerde bir önceki yıla göre düşüş gösterdi. Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2018 bulgularına göre, Türkiye’de öğrencilerin yüzde 51,6’sı son iki hafta içinde en az bir tam gün devamsızlık yaptığını söylerken bu oran OECD ülkeleri ortalamasında yüzde 21,3” ifadelerini kullandı.

Gıda fiyatlarının dünya genelinde düşüş eğilimi göstermeye devam ederken, ülkemizde ekonomik ve politik nedenlerle artmaya devam ettiğini sözlerine ekleyen Yılmaz, “Türkiye’de gıda fiyatları 3 yıldır artmaya devam ederken küresel gıda fiyatları ise son 2 yılın en düşük seviyesine ulaştı. Gıda enflasyonunun yüksek olması, gıda harcamalarının toplam harcamasının büyük bir bölümünü oluşturan dar gelirli kesimleri çok daha fazla etkiliyor. Haziran ayı gıda enflasyonu aylık yüzde 3,02 artarken, yıllık yüzde 53,92’ye ulaştı. Küresel gıda fiyatları Haziran ayı ise yüzde 1,4 düşerken, yıllık %23,4 seviyesine geriledi. Gıda fiyatlarındaki sürekli artış sonucu et ve süt ürünleri, yumurta, yağ, bakliyat, şeker gibi temel gıdalar ulaşılması zor ve neredeyse lüks tüketim malı haline geldi. Şu an ülkemizde yüzbinlerce insan yeterli ve dengeli beslenemediği gibi, yoksulluğun en alt seviyesi olan açlık riski ile karşı karşıya kaldılar” şeklinde konuştu.

Sağlığı koruyacak ve geliştirecek bir çevrede yaşamak hakkının sürekli ihlal edildiğini sözlerine ekleyen Başkan Yılmaz, “Yönetsel erkin zımmi izniyle (filtresiz salıma izin ve /veya engellememe) oluşan hava kirliliği nedeniyle Temiz hava Hakkı Platformu raporuna göre; 2021’de; Türkiye’de, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) standartlarına göre havası temiz şehir yok. Yılda yaklaşık 42 bin kişi hava kirliliğine bağlı hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirdi. Ayrıca, depremden etkilenen kentlerde hava kirliliği, enkaz tozu ve ısınma için açıkta ateş yakılması gibi nedenlerle ulusal limitlerin 2,5 katına, DSÖ kılavuz değerlerinin ise 7,5 katına çıktı. Kirleten öder yaklaşımıyla alıcı ortamlara salınmasına izin verilen kirleticilerle, yalnızca hava değil, sular toprak kirlenmekte bu yolla kirleticiler besin zincirimize giriyor” dedi.

Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Mehmet Yılmaz, konuşmasını şöyle tamamladı: “Ülkemiz artık, gıda sağlama açısından ne kendine yeten az sayıdaki ülkeden biri, ne de su varlığı ve orman varlığı açısından yeterli. Kirletilen su kaynaklarıyla, madencilik ya da yerleşim için kesilen- yakılan ormanlarla gelecekteki çocuklarımız için endişelenmekte bile çok geç kaldık. Ülkemizde aşı ile önlenebilir bir hastalık olarak Kızamık salgını devam ediyor. Kadınlarda beklene yaşam süresi erkeklerden 6-10 yıl daha yüksek olarak beklenir. Ne var ki, ülkemizde fark yalnızca 4,3. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği açısından ülkemizin kadınlarının 2006’daki 105.sıradan 2022’de 124. sıraya gerilemesi bu bağlamda da anlamlı.”