Ülkemizde 15 Temmuz’da bir darbe girişiminde bulunulmuştur.
Darbenin yapıldığı gün tüm darbe ve darbe girişimlerini kınayarak, lanetlemiş ve karşısında olduğumuzu net bir şekilde belirtmiştik.
Bir kez daha her türlü darbe ve darbe girişimini şiddetle kınadığımızı belirtmek isteriz.
Anayasal düzene karşı darbe girişiminde bulunanlar ve destekçileri evrensel hukuk kuralları çerçevesinde yargılanarak, hak ettikleri cezaları almalıdırlar.
DARBELER DEMOKRASİYİ ORTADAN KALDIRIR.
Darbeler, bir ülkede demokrasiyi ortadan kaldırarak, özgürlükleri kısıtlar ve baskı sürecini arttırır. Tüm muhalif unsurların sesini kestiği gibi bir sürek avına da dönüşebilir. Bugüne kadar yapılan her türlü darbe, ülkemizde, demokrasi kültürünün gelişmemesine, kişi hak ve özgürlüklerimizin kısıtlanmasına, birçok kişinin haksız yere işinden olmasına ve ölümlere neden olmuştur. Biz bu sorunların, toplumsal sağduyu, hukukun üstünlüğünün kabulü, sivil toplum örgütlerinin gelişmesi ve daha fazla demokrasi ile aşılacağına inanıyoruz.
Darbeyle hesaplaşma adı altında, kurunun yanında yaşta yanmamalıdır.
Yargılama sürecinde temel hak ve özgürlüklerin yok sayılmayarak, eşit ve adil yargılanma hakkının istisnasız herkese uygulanacağını ümit ediyoruz.
SAĞLIK ÇALIŞANLARININ DURUMU
Şu ana kadar 60 civarında hekim ve 200 civarında sağlık çalışanının da görevden uzaklaştırılarak, açığa alındığını basından öğrenmiş bulunuyoruz.
Meslektaşlarımızın hangi tür suçlama ile görevlerinden uzaklaştırıldıklarını bilmemekteyiz. Görevden uzaklaştırılan meslektaşlarımız ve sağlık çalışanlarının soruşturma ve yargılama süreçleri ivedilikle adil bir şekilde sonuçlandırılmalıdır. Sürecin uzatılmaması gerek kişisel mağduriyetler gerekse sağlık hizmetlerinde mağduriyetler yaşanmaması açısından önemlidir. Eğer bu kişiler hakkında herhangi bir suç bulunmamışsa en kısa zamanda görevlerine iade edilmelidirler.
DEMOKRASİYE SAHİP ÇIKACAĞIZ
Şiddete dönüşmeyen her türlü düşüncenin örgütlenebildiği, ifade özgürlüğünün,
basın özgürlüğünün güvence altında olduğu, kuvvetler ayrılığının hakim olduğu,
cemaat ve tarikatların idareyi yönlendirmediği, yönetenlerin de kendilerini hukuka bağlı saydıkları, açıklık hesap verebilirlilik ve denetlenebilirlilik ilkeleri içinde idarenin her türlü eylem ve işleminin yargı denetiminde olduğu, farklılıklara, muhaliflere, sabır, katlanma ve hoş görünün gösterildiği demokrasinin belli sürelerle yapılan seçimlere ve sandıkta alınan oya indirgenmediği,
toplumsal huzur ve barış ortamının sağlandığı kural ve kurullarıyla işleyen demokrasinin her zaman yanındayız.
Bu nedenlerle de laik, demokratik, bağımsız, özgürlükçü bir Türkiye Cumhuriyeti için demokrasimize sonuna kadar sahip çıkacağımızı bildiririz.
Bir an önce normalleşme sağlanmalıdır. Demokratik adımları atılmalıdır. Atılacak tüm adımlar ve çıkarılacak yasalar TBMM ve tüm toplum kesimleriyle paylaşılarak atılmalı, KHK’lara başvurulmamalıdır. Türkiye’nin içinden geçtiği bu zorlu ve kritik dönemde sebebi ne olursa olsun kimse kendisini halkın iradesi yerine koymamalıdır. Türkiye’nin acilen çoğulcu ve özgürlükçü bir demokrasiyi hayata geçirmesi ve insan haklarına saygıyı güçlendirmesi gerekmektedir. Ülkemiz derhal evrensel değerleri ve uluslararası sözleşmeleri uygulamaya geçirmelidir.
Ülkemizin demokratik geleceği ancak hukukun ve adaletin, barışın ve birlikte yaşamın tesis edilmesine, laikliğin ve özgürlüklerinin geliştirilmesine bağlıdır.
GAZİANTEP-KİLİS TABİP ODASI