Hükümet tarafından TBMM Genel Kurulu’na getirilen “Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın 16/11/2016 tarihine kadar işlenen cinsel istismar suçundan, mağdurla failin evlenmesi durumunda, ceza açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmiş ise cezanın infazının ertelenmesine karar verilir…” önergesi derhal geri çekilmelidir.
Yasalarımıza göre 18 yaşın altı her birey bir çocuktur, evlenemez, ehliyet alamaz, cezai müeyyideler 18 yaş üstü bireylerden ayrışır. Bu yaş sınırları öylesine belirlenmekten ziyade bilim insanlarınca insan ve gelişimi konusunda yüzyıllardır yapılan değerlendirmeler sonucu ortaya konmuştur. Medeni ülkelerde, karar verebilme, rıza gösterme kavramları nörobilim, psikiyatri gibi bilim insanlarının öğretileri ile hukuğa, yasalara yansıtılır. Bilimi yol gösterici olarak almak bu yüzden önemlidir. Bir çocuğa evlilikle ilgili, cinsel ilişki ve istismarla ilgili rızasını ya da kabulünü sormak son derece anlamsızdır, ard niyetlidir. Halklara ait gelenek, görenek gibi değerleri de istismar ederek bir çocuğa, bir kadına gücü oranında zarar verebilmeyi düşünmek ancak az gelişmişlik göstergesi sayılabilir.
Kız çocuğunu cinsel nesne olarak gören ve erken evlendirilerek eğitim başta olmak üzere yaşamın olanaklarından mahrum bırakan bu düzenleme kadın-erkek eşitliğine darbe niteliğindedir.
Bu yasanın kabul edilmesi çocuk tecavüzcülerinin aklanmasına, tecavüzcüsüyle evlendirilen çocuğun ise her gün tecavüzü yaşamasına yol açacak, yaşamlarını söndürecektir.
İnsan haklarına, çocuk haklarına açıkça aykırı olduğu görülen bu düzenleme, çocukları istismardan korumak amacıyla imza verdiğimiz uluslararası sözleşmeler ve bu sözleşmelere bağlı olarak ulusal hukukumuzda gerçekleştirilen değişikliklere de aykırıdır.
Başta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı olmak üzere Çocuk Hakları doğrultusunda çalışmalar yapan ve sorumluluğu olan tüm kurum ve kuruluşları; tecavüzcüleri değil, çocuklara kıyan anne babaları değil, çocukları korumaya çağırıyoruz.
Bu önergeyi hazırlayan ve onay verecek olan tüm milletvekillerine, bu ülkenin hekimleri, çocuk hakları ve kadın hakları savunucuları olarak insani ve vicdani sorumluluklarını hatırlatmak istiyoruz.
Kamuoyuna çağrımızdır:
Cinsel saldırıları “kutsal aile” söylemleriyle örtmeye çalışan bu önergeye ülkemizin onurlu ve vicdan sahibi yurttaşları olarak sessiz kalmayalım.
Önerge bir an önce geri çekilmelidir.
GAZİANTEP-KİLİS TABİP ODASI