22.05.2015 BASINA VE KAMUOYUNA

Artan Baskılara Boyun Eğmeyen Aile Hekimleri ve Sağlık çalışanları Haklarını Korumak İçin  Mücadeleyi Bırakmayacak

Ülkemiz tarihinin en uzun soluklu memur ve Sağlık çalışanı eyleminin 3. ve şimdilik son günündeyiz.. Kararlılıkla ve cesaretle 3 gün boyunca burada bulunan arkadaşlarımız oldu.Temsil edildiğini düşündüğü örgütünün, bazı hesapları nedeni ile istediği halde 3 gün bulunamayan arkadaşlarımız oldu.Sonuçta uzun soluklu g(ö)rev etkinliğinin yapılabilirliği görüldü. Bu eylemle ,Gelecekte hak arama mücadelesi vermek gerekirse, önümüzü açacak geniş bir hareket alanı sağlayan bütün sağlık çalışanlarına katkıları için her gün için ayrı ayrı  teşekkür ederiz.

“Sağlıkta Dönüşüm” adı altında sağlık hizmetlerini piyasa koşullarına göre yeniden organize eden, sağlık hizmetlerini kar eden bir hizmet alanı olarak gören anlayış, sürümden kazanan hizmet sektörü gibi hastayı tüketim nesnesine dönüştürmüştür. Hasta muayenesindeki artışla övünen sağlık bakanlığı olabilir mi?

Geçen yıl 635 milyon rekor düzeydeki hasta “iyi sağlık hizmeti” alamadan, 2 milyar kutu ilaç tüketmiştir. Her yıl artan bu hasta sayılarına,  hastanelerin poliklinikleri, geçen yıl 100 milyon hasta muayene eden acillerin gücü,sayıca rekor düzeye erişmiş ama içi boşaltılmış 86 tıp fakültesinden her yıl mezun olacak 12 bin hekim, maalesef  yetmeyecektir…

Halkın iyi sağlık hizmeti alma hakkını ortadan kaldıran, çalışanları uzun saatler performans ölçeğiyle, suyunu çıkarana dek çalıştıran sağlık politikaları artık sürdürülemez hale gelmiştir.

Aile Sağlığı Merkezi çalışanları aylardır huzursuz.

Aile Hekimleri, hemşireler, ebeler, sağlık memurları, Toplum Sağlığı Merkezi çalışanları gerilim içinde hizmet vermeye çalışıyorlar.

Sağlık Bakanlığı çalışanlarını fazla ve esnek çalıştırmak için her türlü haksız, hukuksuz yola başvuruyor. Yetmezmiş gibi kazanılmış hakları için aylarca mücadele eden sağlık çalışanına baskı uyguluyor..

Bu baskı çalışanları huzursuz etmiş, güvenini kırmış, gelecek kaygısı  içinde moralsiz çalışmaya sevk etmiştir. Ayrıca TSM çalışanlarını , hakları için mücadele eden ASM çalışanlarına tutanak tutmak, savunma istemek gibi bürokratik işler yapmak zorunda bırakarak asli görevlerini yapamayacak hale getirmiştir. ASM çalışanlarına haksız ve hukuksuz bir şekilde uygulanan fazla çalıştırma dayatmaları bir seçim öncesi propaganda malzemesine dönüşmüştür.

Sağlık Bakanlığı yetkilileri, basına verdikleri demeçlerde, bu uygulamayı ısrarla sürdüreceklerini, gece gündüz ayrımı olmadan  esnek mesai uygulayacaklarını, bunu hastanelerde de  branş nöbeti şeklinde hayata geçireceklerini ilan etmişlerdir.

 

Hafta içi 40 saat çalışan, entegre sağlık merkezlerinde  acil nöbetleri tutan, memleketin en ücra köylerine gidip halka sağlık hizmeti veren, çoğu kere karşılığını alamadan gecenin bir vaktinde, bayramlarda ölü muayenesi yapması gereken, çocuk felci, kızamık aşı kampanyalarına zaman ve emek  mefhumu gözetmeden katılan, elektrikler  kesilince aşıları bozulmasın diye jeneratöre yakıt ararken mesai kavramı gözetmeyen aile hekimlerinin, ayrıca  Cumartesi günleri  fazladan  çalıştırılması haksız ve hukuksuzdur.

 

Söylem ve mevzuat değişiklikleri ile yaptıkları  baskılar işe yaramayınca da, baskıların dozunu artırmaya, çalışanlarını işten atmayı kolaylaştıracak ceza puanlarını dört katına çıkarmaya, haklarını hukuklarını korumaya çalışan sağlık çalışanlarını zapt-u rapt  altına almaya çalışmışlardır.

Yani 16.04.2015 tarihinde Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği’nde değişikliğine giderek, nöbetlere gitmeyen sağlık çalışanına verilebilecek 5 ceza puanının 4 kat artırarak 20 ceza puanına çıkardılar.

Yani yeni yönetmelik değişikliği ile Cumartesi günleri hakkını arayan ASM çalışanına, kısa süre içinde 100 ceza puanına ulaşarak, sözleşmesini sona erdirmeye ve işten atılma korkusu yaşatarak ,yıldırmaya çalıştılar.

Bu baskıcı yöntem işe yarar mı?

Bizce işe yaramaz. Sağlık Bakanlığı, ASM çalışanlarına iki yıl öncesinden hastane acillerinde ve 112 istasyonlarında zorunlu nöbet uygulaması getirmiş, sağlık çalışanları kendi görev ve sorumluluğuyla uyuşmayan haksız ve hukuksuz nöbetlere gitmemiş; bakanlık bu uygulamayı rafa kaldırmak zorunda kalmıştı.

Baskıcı yönetimler, çalışanların haklı duruşu karşısında her zaman yenilmiştir. Aile Hekimleri ve diğer ASM çalışanları, Cumartesi fazladan çalışma dayatmalarına karşı, meslek örgütüyle, sendika ve dernekleriyle  hep birlikte aylardır direniyor.

Zaten Anayasamız, üst mahkemeler, imza koyduğumuz evrensel yasalar yeterli dinlenme hakkından bahsediyor, fazla ve esnek çalışmanın insani çalışma haklarının gaspı olduğunu söylüyor. Sağlık Bakanlığı, Anayasa’nın, yeterince dinlenme hakkını düzenleyen ilgili maddesinden, yerel hukukumuzu bağlayan evrensel yasalara, sözleşmelere bağlı kalmayarak, ASM ve TSM çalışanlarına fazla ve esnek çalışmayı öngören yasal düzenlemeler yapmıştır.

 

Sağlık çalışanları, haklarını korumak amacıyla sürdürdüğü onurlu mücadelesini kırmaya yönelik  cezaların, hem yerel, hem de ülkemizin taraf olduğu evrensel mahkemelerde bozulacağını biliyoruz.

Sağlık Bakanlığı’nı yönetenlere, bu ülkenin tüm yurttaşlarını temsilen bu görevi yürüttüklerini, kendi vatandaşına, çalışanına baskı kurmaya, tehdit etmeye, korkutmaya  haklarının olmadığını hatırlatırız.  Oysaki sorunun çözümü uzakta değil. Yeter ki bir inat uğruna hareket edilmesin..Sayın Sağlık Bakanımızdan beklentimiz ,sorumlu bir siyasetçi ve yönetici olarak  ,kibirden uzak, inat ve dayatma olmadan çözümü aramasıdır .Özendirici ücretlendirme ve gönüllü çalıştırma  sorunun kolayca çözülmesini sağlar.

Koruyucu sağlık hizmetlerinin  temel alındığı iyi bir birinci basamak sağlık hizmetini ,toplumun her kesiminin eşit, ücretsiz    alması için , sağlık çalışanlarının temel hakları için mücadeleyi sürdüreceğiz..

  • Gaziantep – Kilis Tabip Odası
  • Sağlık Ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
  • Genel Sağlık İş
  • Gaziantep Aile Sağlığı Elemanları Derneği