Tabip Odası Başkanı Dr. Ayşegül ATEŞ TARLA, “Aşılama Oranı Yüzde 70-80’lere Ulaştığında Virüs Dolaşımı Büyük Ölçüde Engellenir” Bir Doz Aşılanmanın Koruyuculuğu Yok, Delta Varyantının Giderek Artması Hızlı Bulaştan Kaynaklı, “Kademeli Bir Şekilde Normalleşmeye Geçilmesini İstiyorduk” konu hakkında Gaziantep Doğuş Gazetesine vermiş olduğu röportajın detayı aşağıdadır.
TARLA: “AŞILAMA ORANI YÜZDE 70-80’LERE ULAŞTIĞINDA VİRÜS DOLAŞIMI BÜYÜK ÖLÇÜDE ENGELLENİR”
BİR DOZ AŞILANMANIN KORUYUCULUĞU YOK
DELTA VARYANTININ GİDEREK ARTMASI HIZLI BULAŞTAN KAYNAKLI
“KADEMELİ BİR ŞEKİLDE NORMALLEŞMEYE GEÇİLMESİNİ İSTİYORDUK”
Temmuz ayındaki normalleşmeye birlikte vaka sayısında artış olacağını hem oda hem de Türk Tabipler Birliği (TBB) olarak yaptıkları açıklamalarda dile getirdiklerini belirten Ayşegül Ateş Tarla, “Biz aşılama oranlarının arttırılarak kademeli bir şekilde normalleşmeye geçilmesini istiyorduk. Ancak ne yazık ki böyle bir durum olmadı ve hızlı bir normalleşmeyle birlikte birden vaka sayılarımız artmaya başladı” dedi.
Türk Tabipleri Birliği Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Ayşegül Ateş Tarla, 1 Temmuz öncesinde delta varyantı vakalarının Türkiye’de başladığını ve delta varyantının hızlı bulaştan kaynaklı hızlı bir şekilde yayıldığını söyledi.
Gaziantep’te İkinci Doz Aşı Olanların Oranı Yüzde 30 Civarında
Her zaman tek başına bir salgının hastanelerde karşılanmadığını ve bunun birçok ayağının olduğunu ifade eden Kara, “Bu ayaklardan biri de koruyucu ve aşılama hizmetleridir. Aşılama hizmetinin yaygınlaştırılması için toplumun yüzde 70’i aşılanmış olması gerekiyor. İnsanlarda kendileri aşılanınca herkes aşılıymış gibi bir algıya kapılırlar. Şu an Gaziantep’te yüzde 30 civarında iki doz aşıyı yapmış kişi var. Şunu unutmayalım ki bir doz aşılanmanın koruyuculuğu yok. İki doz aşı olup 15 günü geçen kişilerde aslında koruyuculuk olur. Bundan dolayı iki doz aşı olma nosyonu önemli. Şu an ülke genelinde ilk doz aşıyı olanların yüzdesi 60’ların üstünde. Ama bu koruyuculuğumuzun olduğu anlamına gelmez. İki doz aşılanma oranı ise yüzde 36 civarında seyrediyor. Vaka oranlarına baktığımızda Gaziantep sondan 12. sıralarda yer alıyor. Yani iyi bir noktada değiliz” ifadelerini kullandı.
“İnsanlar Aşılanmış Olsa Da Salgın Hala Devam Ediyor”
Aşılama oranının Yüzde 70-80’lere ulaştığında virüs dolaşımının büyük ölçüde engelleneceğini dile getiren Kara, şunları ekledi: “Aynı zamanda yeni varyantlar engellenir ve salgın da kontrol altına alınmış olur. Fakat bunu sağlayamazsak virüs mutasyonlara uğrayarak kendine yeni yaşam alanları sağlamaya çalışır. Bundan dolayı da koruyuculuğumuz çok düşer. İnsanlar, bunu bilerek hareket etmeli. Maske-mesafe-temizlik kuralarına dikkat etmeleri gerekir. Çünkü bunu göz ardı edip maske ve mesafe kurallarına uymayan çok insan var. Bu insanlar aşılanmış olsa da salgın hala devam ediyor. Bundan dolayı maskemizi takıp mesafe ve hijyen kurallarına dikkat etmemi gerekiyor.”
“Aşı Konusunda İnsanlara Doğru Bilgi Verilmeli”
Aşı karşıtı, aşı olmayan veya aşı olmaya karşı tereddütleri olan insanların olduğunu ve tam olarak bu oranları bilmediğini söyleyen Kara, “Yoğun bir aşılama yaptığımız için buradaki insanların tereddütlerinin ve kaygılarının yüksek olması normal. Fakat buradaki önemli olan ayrıntı insanlara doğru bilgiyi vermek için doğru bilgi kanallarını kurmak gerekir. Ancak bilim dışı kanal yapan uygulamaları da kontrol altına almak şart” dedi. Ayrıca çocukluktan itibaren farklı hastalıklara karşı korunmak için birçok aşı yaptığımızı belirten Kara şunları söyledi: “Bu aşılar birçok dönemsel salgının önünü kesiyor. Aşıların hem ömrün uzatılması hem de insanların bu ölümcül olan hastalıklara karşı korumayı sağlıyor. Covid-19 aşısı da hastalanmamızın önüne geçtiği gibi hastalığa yakalananların da daha hafif atlatmasını sağlıyor. Yoğun bakım oranlarında da ciddi düşüşlerin olmasını da sağlıyor. Bundan dolayı bu tür salgınlarda en önemli silah olan aşılar, bilimsel buluşların başında geliyor.”
“Aşı Olmak Toplumsal Bir Sorumluluktur”
Aşı tereddütlerini doğru bir şekilde bilgilendirmekle bu sorunu aşacağımızı düşündüğünü belirten Kara, “Bunu sağlamak için Türk Tabipler Birliği dışında kamu kurumları, sivil toplum örgütleri ve belediyelerin de her türlü kanaldan insanları aşı konusunda bilgilendirmeleri ve teşvik etmeleri gerekiyor. Aşı olma tereddüdü olanlara karşın aşı karşıtlarını daha tehlikeli ve politik görüyorum. Çünkü toplumun aşı olmama halini arttırıyor. Bu çok tehlikeli. Bir özgürlük hali olarak görmememiz gerekir. Çünkü toplu bir biçimde modern olarak yaşıyorsak belli kuralların ve sorumlulukların olması gerekir. Aşı olmak da bu sorumluluklardan biri” dedi.
“Tedirgin Olma Aşı Ol” Kampanyasıyla İnsanlara Dokunduk”
“Tedirgin Olma Aşı Ol” kampanyası merkez üzeri yürüttükleri bir kampanya olduğunu söyleyen Kara, yerellerde de her odanın kendi kampanyasını yürüttüğünü belirtti. Ayrıca bu kampanyayla insanlara temas ettiklerini dile getiren Kara, “Genel olarak mevut politikalar, vaka sayılarındaki oranlar hakkındaki belirsizlik gibi durumlar bir güvensizlik ortamı yaratıyor ve bu da aşı karşıtlarına yol açıyor. Her şey bir zincir halkası gibi birbirine bağlı. Bu yüzden birçok şeyi birbirinden bağımsız olarak görmemek gerekir. Ne kadar şeffaf olursak yaptığımız uygulamalara ve politikalara insanlar o kadar güvenir. Bundan dolayı bizim kampanyayı Büyükşehir Belediyesinin katkılarıyla şehirdeki 60’a yakın billboarda yerleştirdik. Ayrıca radyo programı yaptık. Kendi içimizde birçok toplantı gerçekleştirdik. Şimdi de bir afiş çalışmamız var. Birçok uzman ve Eczacılar Odası ile birlikte afişte sorular hazırladık ve cevaplandırdık. Bu fişleri de elimizden geldiğince her yere dağıtacağız. Bu afişlerimizi meslek odaları, sendikalar ve kişisel olarak herkes alabilir, hatta alsın. Bu afişlerimiz de billboardlarda yerini alacak. Biz bilimden yana, bilimin ışığında olan ve her şeyin topluma şeffaf bir şekilde iletilmesi için çalışan bir ekibiz” şeklinde konuştu.
“Birçok Rapor Yayınladık”
Pandemi boyunca TBB olarak birçok rapor yayınladıklarını ifade eden Kara, son olarak şunları ekledi: “Ayrıca birçok projeyi de gerçekleştirdik. Bu süreçte çok kayıplarımız oldu. Meslek arkadaşlarımızı kaybettik. Antep’te de iki hekimimizi kaybettik. Bunun dışında eczacılar ve birlikte çalıştığımız birçok sağlık personelimizi de kaybettik. Bu kayıplarımızın yüzde 90’ını aşılama öncesinde kaybettik. Aşı olduktan sonra sağlık personelimizin ölüm oranları yüzde 90 azaldı. Bu yüzden herkesin aşılanması gerekir.” (MERVAN SAK)