Değerli Meslektaşlarım,
30 Kasım 2023 tarihinde Ankara 31. Asliye Hukuk mahkemesinde görülen ‘’Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi’nin Görevden Alınması Davası’’, toplumun sağlık hakkı mücadelesini, Türkiye demokrasisini; hekimlerin bilimsel, etik özerkliği ve örgütlenme özgürlüğünü yok sayan hukuksal zeminden yoksun, kabul edilemez bir kararla sonuçlanmıştır.
Bizler, yereldeki mevcut tabip odamıza ve TTB Merkez Konseyi üyelerine oy vermiş olalım veya olmayalım, demokrasi ve evrensel hukuk kuralları gereği seçimle gelenlerin görevlerinin seçimle sonlandırılması gerekir. Meslek kuruluşlarında görevleri sebebiyle haklarında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı olmadığı sürece seçilen yöneticilerin görevleri sona erdirilemez. Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olan TTB’nin yöneticileri de seçimle iş başına gelmişlerdir ve görevlerinin seçildikleri süre boyunca devam etmesi demokratik meşruiyetin gereğidir. Buna rağmen meslek kuruluşumuzun tüzel kişiliğinin hedef alınması, haklarında herhangi bir somut isnat veya kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan Merkez Konseyi üyelerimizin görevden alınmalarına karar verilmesinin hukuki bir dayanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle görevden alınan TTB merkez konseyi üyelerinin görevlerine iade edilmesi demokratik ve hukuki bir zorunluluktur.
Türk Tabipleri Birliği kurulduğu günden bugüne 70 yıllık geçmişinde bilimsel yaklaşım ve etik değerleri kendisi için temel alan olarak belirlemiştir. Bunun için mücadeleden her ne pahasına olursa olsun vazgeçmemiştir, vazgeçmeyecektir de. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyimiz tüm odalarımız, kollarımız, çalışma gruplarımız, yayın kurullarımızla çalışmalarına devam etmektedir. Tüm etkinlik ve programlarımız planlandığı şekliyle devam edecektir. İktidarı için esas mesele kimin yargılandığı ve ne söylediği değil; hekimlerin susması, TTB özerkliğinin ortadan kaldırılması ve onların ihtiyaç duyduklarını söylemesi, çıkarları için çalışan bir yapının oluşturulmasıdır.
Toplumu güçlü kılan, aynı şeyleri söyleten otoriterlik değil, kimsenin otoriter olmasına izin vermeyen ortak değerlerdir. Bu örgütlü kötülükle ancak ve ancak hep birlikte baş edebileceğimizi unutmamalıyız. Şimdi örgütümüze ve hekimlik değerlerimize, özerkliğimize, seçme hakkımıza, amasız-fakatsız-veyasız sahip çıkma zamanıdır. Her türlü hukuk dışılığa, baskıya ve zorbalığa karşı, hiç aralıksız çalışmamızı sağlayan dayanışma, destek ve inancınıza bir kez daha teşekkür ediyor iyi çalışmalar diliyorum.
Prof. Dr. Mehmet YILMAZ
Gaziantep-Kilis Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı