COVID-19 pandemi süreci boyunca şeffaf olmayan, toplum katılımını önemsemeyen ve salgına ilişkin güven vermeyen bir yönetim biçimi sergilenmiştir. Siyasal iktidar etkisi devam eden ve henüz birinci dalganın dahi bastırılamadığı koşullarda binlerce kişinin bir araya gelmesini teşvik ederken, siyasal çalışmalarını sürdürürken; yapılmak istenen tüm barışçıl demokratik gösteriler emniyet güçleri tarafından pandemi koşulları gerekçe gösterilerek engellenmektedir. Bu tutum aslında esas nedenin pandemi koşulları olmadığını, en barışçıl ve demokratik yöntemlerle hak ve taleplerini duyurmak isteyen yurttaşların haklarının gasp edilmek ve engellenmek istendiğini göstermektedir.
Bilindiği gibi ülkemizde üniversitelerin özerkliğine müdahale edilerek, liyakat önemsenmeden ve kurumların özgünlükleri dikkate alınmadan antidemokratik bir biçimde Cumhurbaşkanlığı tarafından rektör atamaları yapılmaktadır. Boğaziçi Üniversitesi’ne de bilindik yöntemlerle rektör atanması başta üniversite öğrencileri ve öğretim üyeleri olmak üzere demokratik duyarlılığı olan tüm kamuoyu tarafından haklı bir tepki ile karşılanmıştır. Bu antidemokratik uygulamaya karşı ulusal ve uluslararası yasa ve sözleşmelerce güvence altına alınmış demokratik itirazlarını ve rektörün demokratik yöntemlerle seçilmesi gibi haklı taleplerini tamamıyla barışçıl yöntemlerle ifade etmektedirler.
Yapılan etkinliklerin kriminalize edildiği, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde kolluk kuvvetlerinin öğrencilere karşı ölçüsüz, orantısız güç kullandığı kamuoyuna yansımıştır. En son 2 Şubat 2021 tarihinde Ankara ve İstanbul’da yapılan protesto gösterilerinde kolluk güçleri basın açıklaması yapılmasına dahi izin vermeyerek daha toplanma aşamasında biber gazı da kullanarak gruba müdahale etmiş, bu esnada yere düşen öğrenciler polislerce tekmelenmiş, yerlerde sürüklenmiş, ters kelepçe takılmış ve gözaltına alınmışlardır. Emniyet güçleri tarafından gerçekleştirilen bu işkence ve gözaltılar kabul edilemez. İşkence, darp, taciz, aşağılama vb. tüm uygulamalar gözaltı aracında, hastanede de devam etmiş, Saatlerce ters kelepçe takılı şeklide bekletilmişlerdir.
Taleplerini duyurmaya çalışan yurttaşların demokratik ve barışçıl yöntemlerle yapmak istedikleri gösterileri bastırma biçimi olarak; kaba dayak, yerlerde sürükleme, tekmeleme, ters kelepçe kullanma, taciz, aşağılama, kriminalize etme, pandemi koşullarında kalabalık bir biçimde hastane ve emniyet müdürlüğüne götürme, hastane muayenesinde yapılan etik ihlaller gibi tüm işkence yöntemleri insanlık onuruna aykırıdır ve kabul edilemez.
Haklı tepkilerini dile getiren yurttaşların yanında olduğumuzu, yapılan kötü uygulamaların takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildiririz.
Türk Tabipleri Birliği
Gaziantep-Kilis Tabip Odası